Makrobiyotik diyet, Japonya kökenli bir beslenme tarzıdır ve doğal, organik ve dengeli bir şekilde beslenmeyi hedefler. Bu diyetin amacı, insanların bedenlerini ve ruhlarını dengelemek için doğanın sunduğu besinleri kullanmaktır. Makrobiyotik diyet, tam tahıllar, sebzeler, deniz ürünleri ve fermente edilmiş gıdalar gibi sağlıklı besinleri vurgular.
Makrobiyotik diyetin temel prensipleri, yeme alışkanlıklarının bedenimizin enerji akışına uyumlu hale getirilmesi ve besinlerin enerjilerinin dengelenmesidir. Bu prensipler, Yin ve Yang felsefesine dayanmaktadır. Yin, soğuk, pasif ve içe dönük enerjiyi temsil ederken; Yang ise sıcak, aktif ve dışa dönük enerjiyi temsil eder. Makrobiyotik diyet, bu iki enerjiyi dengelemek için belirli gıdaların tüketimini önerir.
Makrobiyotik diyetin temel bileşeni tam tahıllardır. Buğday, pirinç, arpa ve çavdar gibi tam tahılların yanı sıra quinoa da makrobiyotik diyetin önemli bir parçasıdır. Tam tahıllar sindirim sistemini destekleyerek enerji verir ve vücudun ihtiyaç duyduğu vitaminleri ve mineralleri sağlar.
Sebzeler de makrobiyotik diyetin önemli bir bileşenidir. Sebzeler taze ve organik olmalıdır. Koyu yeşil yapraklı sebzeler (lahana, ıspanak), kök sebzeler (havuç, turp) ve deniz sebzeleri (nori yaprağı) makrobiyotik diyetin vazgeçilmez parçalarıdır.
Deniz ürünleri de makrobiyotik diyetin önemli bir kaynağıdır. Balık ve kabuklu deniz ürünleri omega-3 yağ asitleri açısından zengindir ve kalp sağlığını destekler. Ancak makrobiyotik diyetinde et tüketimi sınırlıdır veya hiç önerilmez.
Makrobiyotik diyet ayrıca fermente edilmiş gıdalara da yer verir. Fermente edilmiş gıdalar probiyotik bakteriler açısından zengindir ve sindirim sistemini destekler. Turşu, miso çorbası ve kimchi gibi fermente edilmiş gıdalar makrobiyotik diyetin bir parçası olabilir.
Makrobiyotik diyet ayrıca şeker tüketimini de sınırlamayı önerir. Şekerli yiyecekler kan şekerini hızla yükseltir ve ardından ani düşüşlere neden olabilir. Bunun yerine doğal tatlandırıcılar olan bal veya pekmez tercih edilmelidir.
Bu diyette ayrıca çay tüketimi de teşvik edilmektedir. Özellikle yeşil çay, antioksidanlar açısından zengindir ve metabolizmayı hızlandırarak kilo kontrolünü destekler.
Makrobiyotik diyeti uygularken dikkate alınması gereken bazı noktalar vardır. İlk olarak bu diyete geçiş yaparken yavaş yavaş başlamak önemlidir. Vücudunuzun yeni bir beslenme tarzına alışması zaman alabilir. Ayrıca tam tahıl tüketimi arttıkça lif alımının da artacağı unutulmamalıdır; bu nedenle bol su içmek önemlidir.
Ayrıca protein alımının yeterli olduğundan emin olmak için günlük protein ihtiyacınızın karşılanmasına özen göstermelisiniz. Protein kaynakları olarak baklagiller (mercimek, nohut), tofu veya tempeh gibi soya ürünleri tercih edilebilir.
Son olarak makrobiyotik diyet kişiye özeldir; bu nedenle herkes için uygun olmayabilir. Özellikle hamilelik veya emzirme döneminde olanlar veya kronik bir hastalığı olanlar önce uzman bir doktora danışmalılardır.
Makrobiyotik diyeti uygularken dikkatlice planlama yapmak gerekmektedir. Dengeli bir beslenme için farklı besin gruplarından yeterli miktarda alım sağlamak önemlidir. Beslenme uzmanlarından yardım alarak sağlıklı bir makrobiyotik beslenme planına uygun şekilde beslenebilirsiniz.
28.10.2023 06:49 tarihinde Gamze Öztürk tarafından yazıldı.