Gerçek Ketojenik Diyet Tecrübeleri

Merhaba

Size bugün denenmiş, uygulanmış ketojenik tecrübelerden bahsedeceğim. 

Öncelikle ketojenik diyetin ne olduğunu nasıl uygulandığını bir kez daha tekrar edelim. Gün içerisinde bildiğiniz üzere alınan gıdaların kendi içerisinde miktara göre kategorize edildiği makro mikro şeklinde isimlendirildiği bir sistem var. Bu sistemde makro gıdalar gün içerisinde en çok aldığımız gıda çeşidi olarak geçer. Ketojenik diyette ise makro gıdanın daha doğrusu makro beslenmenin yağdan olması istenir. Bunun anlamı aldığınız gıdalardaki dağılıma baktığınızda yağ oranı yüksek gıdaları tercih etmeniz anlamına geliyor. Örneğin bir kaşar peynirin etiketini okuduğunuzda kaşar peynirde yağ miktarının diğer çeşitlere göre daha fazla olduğunu görürsünüz. Yani kaşar peynir gibi gıdalarla beslendiğinde gün içerisinde en çok aldığınız besin ögesinin yağ olduğunu söyleyebiliriz.

En basit şekliyle ketojenik diyet gün içerisinde en çok yağ tükettiğimiz diyet çeşididir. Bu diyet tipinde vücut karbonhidrat almadığınız için veya minimum miktarda aldığınız için yağ ile enerji ihtiyacını karşılamaya çalışır. Normal şartlarda vücut ilk etapta karbonhidratları yakarak enerji ihtiyacını karşılar çünkü karbonhidrat yakılması kolay vücut tarafından ilk tüketilecek enerji deposudur. Karbonhidrat olmadığı takdirde ise vücut mecbur yağları tüketmek zorunda kalacaktır. Ancak beyin karbonhidrat ile beslenir ve vücut beyni de besleyebilmek amacıyla keton salgılayarak yağları da karbonhidrat gibi tüketebileceği bir moda geçer. Buna ketojenik diyette ketozis adı verilir. Bu aşamaya geçmeden önce vücut bir miktar tepki verir. Buna ketoflu diyenler bulunmaktadır. Ketoflu belirtileri soğuk algınlığı belirtilerine ilave olarak aşırı halsizliktir. Normal şartlarda ketoflu aşamasının en fazla birkaç gün sürdüğü belirtilmektedir. Daha fazla devam ediyorsa vücudunuz keto için uygun olmayabilir veya doğru zaman değildir diyet için. 

Ketojenik diyetin zararlı olduğuna dair birçok yayın olsa da aslında bazı kriterlere dikkat edildiğinde sağlıkla gerçekleştirilebilir. Yine de düzenli aralıklarla kan testi vermekte fayda vardır. Böbrek ketojenik diyette en çok zorlanması beklenen organlardan biridir. Günde 3-4lt su tüketiminde ve bunu da tüm güne yaydığınızda böbreklerinizi koruyabilirsiniz.  Ketojenik diyette en çok protein ve yağ tükettiğiniz için böbrekleriniz protein sebebiyle normalden biraz daha fazla zorlanacaktır. Ancak sağlıklı bir birey iseniz ve böbrekleriniz neredeyse tam performans çalışıyorsa bu süreci daha fazla su alımı ile böbrekleriniz için işi kolaylaştırarak geçirebilirsiniz.

Tüm bunlara rağmen ketojenik diyet bilinçsiz bünyeler için zararlı olabilir. Vücudunuzun halsiz düşmemesi ve gerekli vitaminleri tam alabilmesi için multi vitamin takviyesi ve magnezyum ilavesi kullanabilirsiniz. Magnezyum günde 2 soda içerek de elde edilebilir.

Ketojenik diyet epilepsi hastalarında sıklıkla doktorlar tarafından hastanın krize girdiği anları yaşamaması için tavsiye edilmektedir. Beynin yağ kaynaklı enerji ile besleniyor olması daha fazla enerjiye ulaşabiliyor olması anlamına geldiğinden daha stabil beyin aktiviteleri gözlenmektedir. Ketojenik diyet esnasında insanlar daha verimli uykular uyuduklarını sabahları daha dinç kalktıklarını gün içerisinde beyin de pek bir bulanıklık yaşamadıklarını ve hafızalarının eskisinden daha kuvvetli olduğunu belirtmektedirler. Tüm bu bilgiler ışığında ketojenik diyetin sadece kilo verdiren bir beslenme değil farklı noktaları da fayda sağlayan bir yaşam stili olduğunu görüyoruz.

Ketojenik diyette tüketilmesi tavsiye edilmeyen bazı gıdalar vardır. Bu gıdaların birçoğu karbonhidrat veya şeker içerdiği için tavsiye edilmemektedir. Özellikle kök sebzeler diye nitelendirebileceğimiz patates pancar yerelması gibi sebzeler, baklagiller, pirinç, buğday ürünleri, ayçiçek yağı tavsiye edilmeyen gıdalar içerisindedir.

Ketojenik diyetin ana ilkesini anladık, şimdi bu diyetin potansiyel faydalarına bir göz atalım. Birçok kişi, ketojenik diyetin kilo verme sürecini hızlandırdığını ve vücut kompozisyonunu olumlu bir şekilde etkilediğini görmektedir. Bunun nedeni, vücudun karbonhidratlardan ziyade yağları enerji kaynağı olarak kullanmaya başladığı ketozis durumunun, yağ yakımını artırmasıdır.

Ayrıca, ketojenik diyetin kan şekerini dengede tutma potansiyeli vardır. Karbonhidrat alımının azaltılması, kan şekerinin ani yükselip düşmesini önler ve insülin seviyelerini dengelemeye yardımcı olur. Bu, diyabet riskini azaltabilir.

Ketojenik diyetin bir diğer avantajı, beyin fonksiyonlarını iyileştirmesi ve bilişsel performansı artırmasıdır. Beyin, ketonlar adı verilen yağ asitlerini enerji kaynağı olarak kullanırken, bazı insanlar daha net düşündüklerini ve odaklandıklarını bildirmektedirler.

Ancak, ketojenik diyetin bazı potansiyel dezavantajları da vardır. Bu diyeti uygularken lif alımı azalabilir, bu da sindirim sorunlarına neden olabilir. Ayrıca, başlangıçta karbonhidrat eksikliği nedeniyle kişiler halsizlik, baş ağrısı ve irritabilite gibi semptomlar yaşayabilirler, ancak bu genellikle geçici bir durumdur.

 

02.10.2023 10:51 tarihinde Burak Şahin tarafından yazıldı.