Son yıllarda popülerlik kazanan ketojenik diyet, düşük karbonhidratlı ve yüksek yağ içeren bir beslenme planıdır. Ketojenik diyet, vücudun enerji kaynağı olarak glikoz yerine ketonları kullanmasını sağlamak amacıyla karbonhidrat tüketimini sınırlar. Bu makalede, ketojenik diyetin nasıl uygulandığı ve yan etkileri hakkında detaylı bilgiler bulabilirsiniz.
Ketojenik diyetin temel amacı, vücudun ketozis adı verilen bir duruma girmesini sağlamaktır. Ketozis durumunda, vücut enerji için glikoz yerine yağları kullanmaya başlar. Bunun sonucunda da vücuttaki yağ depolarından kilo kaybı gerçekleşir. Ayrıca, ketonların beyin fonksiyonlarını iyileştirdiği ve enerji seviyelerini artırdığı da belirtilmektedir.
Ketojenik diyetin uygulanması için günlük karbonhidrat alımının sınırlandırılması gerekmektedir. Genellikle günlük 20-50 gram karbonhidrat tüketimi önerilmektedir. Bu miktar, vücudun ketozis durumuna girebilmesi için yeterlidir. Protein alımı ise orta seviyede olmalıdır çünkü fazla protein tüketimi de ketozis durumunu engelleyebilir.
Ketojenik diyetin ana besin kaynakları yağlar ve proteinlerdir. Yağlar, günlük kalori alımının %70-75'ini oluşturmalıdır. Avokado, zeytinyağı, hindistan cevizi yağı gibi sağlıklı yağlar tercih edilmelidir. Proteinler ise günlük kalori alımının %20-25'ini oluşturmalıdır. Et, balık, tavuk gibi hayvansal proteinler tercih edilebilir.
Karbonhidrat alımının sınırlanması nedeniyle ketojenik diyetin bazı yan etkileri olabilir. İlk dönemde yaşanan en yaygın yan etki "keto grip" olarak adlandırılır. Keto grip, baş ağrısı, halsizlik, bulantı gibi semptomlarla kendini gösteren geçici bir durumdur. Vücut ketozise alıştıkça bu semptomlar azalır ve genellikle birkaç gün içinde kaybolur.
Bunun yanında ketojenik diyetin potansiyel yan etkileri arasında kabızlık da bulunmaktadır. Karbonhidrat tüketimi azaldığında lif alımı da azalabilir ve bu da sindirim sorunlarına yol açabilir. Lifli sebzeler ve chia tohumu gibi lif kaynakları tüketerek kabızlık sorununu önleyebilirsiniz.
Ketojenik diyet aynı zamanda elektrolit dengesinin bozulmasına neden olabilir. Karbonhidratların sınırlanması ile birlikte vücutta su atılımı artar ve bu da elektrolit kaybına yol açabilir. Bu nedenle ketojenik diyet uygularken sodyum, potasyum ve magnezyum gibi elektrolitleri takviye etmek önemlidir.
Uzun süreli ketojenik diyet uygulamalarında ise bazı riskler bulunmaktadır. Özellikle kadınlar üzerinde yapılan araştırmalar, ketojenik diyetin hormonal dengeleri etkileyebileceğini göstermektedir. Ayrıca böbrek taşı riskinin artabileceği de belirtilmektedir.
20.01.2024 07:52 tarihinde Esra Demir tarafından yazıldı.