Günümüzde kanser, dünya genelinde önemli bir sağlık sorunu haline gelmiştir. Her yıl milyonlarca insan kanser teşhisi ile karşılaşmakta ve bu hastalığa karşı mücadele etmektedir. Kanserle mücadelede doğru beslenme planlaması ise son yıllarda üzerinde yoğunlaşılan bir konu haline gelmiştir. Çünkü sağlıklı ve dengeli bir beslenme alışkanlığı kansere yakalanma riskini azaltabilirken, tedavi sürecinde de vücudu destekleyerek iyileşmeyi hızlandırabilir.
Kanserin oluşumunda genetik faktörlerin yanı sıra yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıkları da önemli bir rol oynamaktadır. Doğru bir beslenme planlaması kanseri önlemeye yardımcı olabileceği gibi, kanser tedavisi gören kişilerin de iyileşme sürecini destekleyebilir.
Beslenme planlamasında öncelikli olarak dikkate alınması gereken nokta, antioksidan bakımından zengin gıdaların tüketimidir. Antioksidanlar, vücuttaki serbest radikallerin etkisini azaltarak hücre hasarını önler ve kanser riskini azaltır. Bu nedenle meyve, sebze, kuruyemişler gibi antioksidan içeren gıdaların düzenli olarak tüketilmesi önemlidir.
Meyveler ve sebzeler kanserle mücadelede en önemli besin kaynaklarındandır. Özellikle yeşil yapraklı sebzeler, turuncu renkli meyveler (havuç, portakal gibi) ve koyu renkli meyveler (çilek, böğürtlen gibi) antioksidan bakımından zengindir. Aynı zamanda bu gıdalar lif açısından da zengindir ve sindirim sisteminin düzenli çalışmasına yardımcı olur.
Protein kaynakları da kansere karşı koruyucu bir etkiye sahiptir. Balık, tavuk, yumurta gibi hayvansal proteinler yerine fasulye, mercimek, nohut gibi bitkisel protein kaynaklarının tercih edilmesi önerilir. Bu gıdalar aynı zamanda lif içerdikleri için tokluk hissi sağlayarak kilo kontrolünü kolaylaştırır.
Kanserle mücadelede yağ tüketimi de büyük önem taşır. Sağlıksız yağlar (trans yağlar) kansere yol açabilen inflamasyonu arttırabilirken, sağlıklı yağlar (zeytinyağı, avokado yağı gibi) antioksidan etkiye sahiptir ve iltihaplanmayı azaltır. Bunun yanında omega-3 yağ asitleri de kansere karşı koruyucu etkiye sahiptir ve balık gibi deniz ürünleri ile ceviz, keten tohumu gibi gıdalarda bulunur.
Besinlerin taze ve doğal olmasına dikkat etmek de kanserle mücadelede doğru bir adım olacaktır. Paketlenmiş veya işlenmiş gıdalardaki katkı maddeleri kanserojen madde içerebilir ve uzun vadede kansere yol açabilir. Bu nedenle organik ürünler tercih edilmeli ve evde hazırlanan yemeklere öncelik verilmelidir.
Ayrıca su tüketimi de kanserin önlenmesinde büyük rol oynar. Yeterli miktarda su içmek vücuttaki toksinlerin atılmasına yardımcı olurken, bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklara karşı koruma sağlar.
Beslenme planlamasında dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ise porsiyon kontrolüdür. Aşırı kilo alımının kansere yol açabileceği bilinmektedir. Bu nedenle her öğünde porsiyon kontrolü yapılmalı ve abur cubur tüketimi sınırlanmalıdır.
10.07.2024 19:00 tarihinde Emre Ertürk tarafından yazıldı.